Kemeraltı’nda gölgeleme sanatı
Geçtiğimiz ay İzmir’in geleceği için kritik bir eşik atlandı: Tohumları 20 yıl önce atılan İzmir Tarihi Liman Kenti UNESCO Adaylık Dosyası Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderildi. Hedef 2024’ün ikinci yarısında Tarihi Liman Kenti’ni Dünya Kalıcı listesine sokmak!
Bildiğiniz üzere Kemeraltı, Basmane, Smyrna Antik Kenti ve Kadifekale’yi kapsayan dev alan, 2020 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştı. O günden beri kentin tüm paydaşları büyük bir şevkle Tarihi Liman Kenti’nin UNESCO Kalıcı Listesine kabul edilmesi için çalışıyorlar. Başkan Tunç Soyer, “3 yıl önce yola çıkarken büyük bir hayaldi. Tüm paydaşlar olağanüstü bir iş birliği sergiledi. Bergama, Efes, Tarihi Liman Kenti, Gediz, Birgi ve Ceneviz Kaleleri. Bunların her birini UNESCO markası ile buluşturduğumuzda gerçekten bir ‘dünya kenti’ olma hayalini gerçekleştirmekte çok önemli bir adım atmış olacağız.” sözlerini kaydetti.
UNESCO başvuru süreci sayesinde Smyrna Antik Kenti’ndeki kazılara da hız verildi. 22 bin kişilik Smyrna Antik Tiyatrosu adım adım gün yüzüne çıkmaya başladı. Efes kadar büyük ve olağanüstü Körfez manzaralı bu tarihi değer elbette çok önemli bir çekim noktası olacaktır. Bununla beraber nasıl ki ünlü sözdeki gibi tüm yollar Roma’ya çıkarsa, İzmir’in turizmde Şampiyonlar Ligi’ne girmesinin yollu da Kemeraltı’ndan geçer. Bu yüzden bizce, İzmir’in turizm açısından birinci, ikinci ve üçüncü önceliği Kemeraltı olmalı.
Elbette, Kemeraltı’nın bir çok sorunu var. Bunların en yapısal olanı, eskiden bir mahalle olan Kemeraltı’nın yıllar içinde bir çarşı statüsüne gerilemiş olması. Meskenler gitmiş, geriye sadece ticaret kalmış. Hal böyle olunca da Kemeraltı iş saatleri dışında ürkütücü bir sessizliğe bürünmüş. Bu yüzden yapılması gerekenlerin başında Kemeraltı’na gece hayatını sokmadan önce tarihi semtin bütünsel olarak aydınlatılması geliyor.
Buna ek olarak, Kemeraltı’nın aşırı yağışlarda yaşanan su baskınları, tuvalet eksikliği, yönlendirme gibi sayısız alt ve üst yapı sorunları da var. Yıllardır çözülmeyi bekleyen benzer bir sıkıntı da aşırı sıcaklara karşı korunmak için işyeri arasına gerilen brandalar.
İzmir gibi sıcak bir kentte güneşten korunmak elbette çok önemli. Dolayısıyla hava sıcaklıkları yükselmeye başlayınca, Kemeraltı esnafı işyerleri arasında branda gererek soruna çözüm bulmaya çalışıyor. Bu pratik yaklaşım her ne kadar güneşi engellese de ikincil sorunları beraberinde getiriyor. Bir yandan bez parçalar olası bir yangının kısa sürede büyümesine yol açabiliyor. Diğer yandan da görüntü estetiğini bozuyor. Peki acaba hem esnafı memnun edebilecek, hem de göze hoş gelecek güvenli bir çözüm mümkün mü? Bakalım Hindistan’ın Goa eyaletinin başkenti Panaji bu sorunu nasıl çözmüş?
Panaji de ortalama hava sıcaklığı sene boyunca 25 ile 35 derece arasında seyrediyor. Ayrıca Panaji’de -aynı İzmir de olduğu gibi- binlerce yıldır aralıksız yaşanıyor. Dolayısıyla Kemeraltı için örnek alabileceğimiz bir yer.
Hintli sanatçı Daku önce kentin dar ve tarihi sokaklarının üstünü balıkçı ağına benzeyen bir tenteyle kaplamış. Sonra da bu ağın üzerine ters çevrilmiş sözcükler eklemiş. Gün içinde güneşin konumu değiştikçe kelimelerin gölgeleri, altından geçen yayaların üzerine düşmüş. Sokak boyunca uzanan tentenin üzerindeki metinler güneş batarken metinler sağdan sola hareket etmiş. Ortaya büyülü bir sonuç çıkmış.
Panaji sokaklarına ilginç bir dinamik katan gölgeleme sanatı Kemeraltı’nda da kullanılabilir. Tarihi mahallenin her bir sokağı, semti ve hanı hikayelerle dolu. Bunların üstünü Panaji’ye benzer şekilde yangına dayanıklı bir ağ ile örtebiliriz. Koyacağımız metinlerle de farklı zamanlarda, farklı dillerde, farklı mesajlar verebiliriz. Bu sayede bir taşla üç kuş birden vurmuş oluruz. İlk olarak esnaf bir gölgeliğe kavuşur. İkinci olarak göz alıcı gölgeleme sanatı sayesinde Kemeraltı sokaklarına bir dinamizm katarız.
Son olarak da Kemeraltı’nın kadim hikayelerine hayat vererek Tarihi Liman Kenti’nin tanıtımına katkı sağlarız.